16 Ekim 2011 Pazar

HAFTASONU YAZISI



    Güneşi seviyorum ben.Çok seviyorum.Havaların soğuduğu,güneşin yüzünü göstermeye nazlandığı bu dönem hiç benlik değil.Bana kalsa hep yaz olsun,hep güneşin sıcaklığını hissediyim,gökyüzü aydınlık,uzansan tutacakmışsın gibi olsun.Karanlık gökyüzü resmen enerjimi emiyor,bir insan bu kadar mı etkilenir ya?O gün resmen hiç ama hiiç bir şey yapasım gelmiyor.Hep bir miskinlik hali.Yapmam gereken işleri hep böyle günlerde askıya alıyorum,ister istemez...

         Hele bir de şimdi bademciklerim isyan bayraklarını çekmeye hazırlanıyor yine of off.Ama hasta olmamam lazım,hayır.Bir sürü işim var.Hali hazırda nur topu gibi bir tez konum var,vermem gereken derslerim,yükseklisans durumum var-eğer karar verebilirsem-.Bu dönem nadas.

        İki gündür akşamları canım saçma sapan şeyler çekiyor.Aş erer gibi ahahahh dün gece acayip derecede çilek yemek istedim mesela ki normalde tek başına çilek çok aradığım bir meyve değil.Amaaa tatlılarla beraber olunca beni delirten bir şey,özellikle çikolatayla.Enfes!


                                                

      Bu akşam ise benim sevgili canım şöyle kallavi bir hamburger çekti :) Hayır sınav haftası da değil ki beynim cıvataları yaksın.Allah'tan istediklerim hemen elimin altında olabilecek şeyler değil,yoksa halim haraptı valla.Açken gözüm hiçbir şeyi görmez.


            Bugünü tam bir pazar gibi yaşadım.Tembel,miskin,yatmak için sıcak yer arayan kediler gibi.İskender'i okuyorum niyeyse bu sefer Elif Şafak'ın bir kitabı bende çok merak duygusu uyandırmıyor okurken.Ama sanki sonunda bombayı patlatacakmış gibi bir his var içimde.Çok okunacak kitap,izlenecek film var.Zaman yok,ya da biraz daha az uyumalı.Bunun için de hava soğuk bile olsa güneş ortalara çıkmalı.Yoksa bu Londra havaları beni yataktan zor çıkartır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder